Sahtekar

Gölge Konuşuyor:

Artık bir Javier Cercas romanındaki tekniği, taktiği tahmin edebilirim. Ama yine de benim için her Cercas romanı sürprizli olacak. Sürpriz daha ziyade detaylarda. Örneğin bu romandaki yazar ile kahramanın Cercas’ın benim de okuduğum bir diğer romanı Salamaina Askerleri üzerinden yalan-gerçek, kurmaca-hakikat ikiliklerini tartışması benim açımdan oldukça keyifliydi.

Zaten bu üst kurmaca işlerini daha çok seviyorum. Bir romancı var roman yazacak. Yazacak mı, yaz(a)mayacak mı? Romancının adı Javier bu romanda, Salamina Askerleri ve yazarın Türkçedeki başka romanlarını da kendi romanları olduğunu söylediğine göre biz bu Javier’in Cercas (Türkçede Cerkas diye okunuyor sanırım) koyalım. Romancı aslında isteksiz, iddiasız biri. Okura sanki şuna birlikte bir el atalım diyor gibi. Tutkusuz, disiplinsiz görünüşte Javier, ama sıkı bir ironist. Bu yeteneği konusunda çok az rakibi var.

Genelde üst kurmaca daha ikna edici bir tür. Üstelik Cercas gibi hikayenin içinde Roberto Bolano, Mario Vargas Llosa ve Claudio Magris gibi gerçek kişiler de olunca bunlar gerçekten olmuş diyorsunuz. Bu durumda Enric Marco yaşadı mı yaşamadı mı sorusu pek aklınıza gelmiyor. Yaşamışsa roman bir şekilde belgesel havasına giriyor. Ama Javier uzun süre yazmakta isteksiz olduğu romana kurmaca diyor. Neyse ki Vargas llosa, Magris gibi yazar ve romancıların olduğu bir toplantıda herkes Enric Marco’nun hikayesini yazacak tek kişinin Javier Cercas olduğunu düşünüyor. Bunu tanrı vergisi yeteneği nedeniyle değil yazarın, sahtekar ihtimali beliren Enric Marco ile benzerliğinden dolayı söylerler…

Enric Marco. Böyle dost mu düşman mı olduğu belli olmayan karakterler karşıma çok fazla çıkmaya başladı son zamanlarda. Joseph Fouche, Alfred Andersch, şimdi de Enric Marco. Yüz yaşında ve hayatta eğer gerçek ise. Kim bu Enric Marco. Sağolsun arkadaşlar sağda solda sivisini yayınlamışlar. Narsist Enric Marco! Anarşist ve anarkosendikalist işçi! Mücadeleci ve direnişçi, Franco karşıtı! Flössenbürg ve Mauthaussen toplama kamplarında esir! FAPAC, CNT ve Amical de Mauthausen gibi emek ve direniş örgütlerinde yönetici. Ne var ki, tüm bu sıfatların doğru olmama ihtimali var. İşte 440 sayfalık roman bu iddianın gerçekliğini araştırıyor. Karakterlerden birinin de araştırılan kişi olması da ilginç. Bu durumda romancı ile doksan iki yaşındaki karakterinin karşılaşması ve buluşmasının da pek dostça olmayacağı tahmin edilebilir. Marco hikayesinin göründüğü ve söylendiğinden daha karmaşık olduğunu söyler ama belki de tam tersidir.

Mazas ve Mirallas’tan sonra Marco’da bizi konuşulanların ışığında hakikat-kurmaca ikiliği konusunda düşünmeye sevk eder. “Kurmaca yaşatır, hakikat öldürür.” mottosu bir noktadan sonra aslında gerçekliğin vaizlerinin tavrının yanı sıra, bellek ve geçmişin doğası gereği bulanık olması nedeniyle bir şekilde bu kurmaca-hakikat karşıtlığı sanki ortadan kalkıyormuş gibi. Hatta “kurmaca hakikattir” gibi bir sonuç bile çıkarılabilir bu derece damardangerçekçi metnin ışığında. Marco hikayesini olduğu gibi anlatsa belki dünya ya da bir İspanya tarihine katkı sunacaktı.

Bu durumda biraz da Paul Ricoeur’dan destek alarak tarihsel anlatı ya da tarihin de bulanıklığı, bilinememezliği, ya da kitaptan Faulkner’dan alıntı ile geçmişin bir noktada şimdiyle eşleştiğini, hatta bunu Vico’nun tarihte dün ve yarın yok bugün var tespitiyle genişlettiğimizde kurmaca-hakikat sınırının iyice bulanıklaştığını söyleyebiliriz. Daha da ileri giderek Sahtekar romanının hakikati, gerçekte anlatılan bu hikayenin muadili olan olay ve durumların ise kitsch ve dayanaksız olduğunu söylemek daha doğru…

Sahtekar” için 2 yorum

Yorum bırakın