Gölge Konuşuyor:
Bu kısa ve keyifli roman Javier Cercas’ın okuduğum dördüncü romanı. Bir Salamina Askerleri ve Sahtekar değil ama Cercas’ın poetikasını bu kısa kitaptan da okuyabiliyoruz. Bir önceki okuduğum Kalabalıkta Yüzler’de olduğu gibi buradaki karakter de roman yazıyor.

Alvaro roman yazıyor, evet. Ne var ki, Alvaro’nunkisi önceden okuduğumuz üst-kurmacanın diğer örneklerine pek benzemiyor. Cercas tarzı diyebiliriz buna. Saplantı’daki karakter diğer karakterler içinde en güvenilmezi yalnız. İçeriden kurma var ama eleştirisi ile birlikte değil. Bunun yerine ironi kuşanılmış ve sanki parodinin parodisi yapılmış. Alvaro yazacağı romanın alabildiğine gerçekçi olması için çalışmakta. Bu da kusursuz bir gözlem yeteneği ile gerçekleşebilir. Bu kararlılık ve bu inanç romanın başlığında somutlanmış.
Çevresinde pek bir kalabalık olmayan hukukçu Alvaro bunun için yaşadığı apartmandaki komşularını gözlemlemeye başlar. Hayal gücü ile ilgili tek bir kelime ve konu ile ilgili hiç bir sav öne sürmemesine rağmen Alvaro’nun hayal gücünü de işin içine kattığını biliyoruz. Bir cinayet ya da bir baltalı hikayesi bu mütevazi insanların yaşamından devşirmeye çalışması da söylediğimizi destekler.
Aslında niyeti daha ziyade karakterleri analiz etmek olan Alvaro bir anda kendini bir olayörgüsünün içinde bulur. Karakter bulmaya ya da karakter yaratmaya çalışırken yazmaya çalıştığı hikayenin karakteri olma ihtimali belirir. Çünkü karakter bellediği bu insanların yaşamına girer. Yetmiş sayfalık romanın yarısından sonraki kısmının diyalog ağırlıklı olmasından bu durumu keşfedebiliriz.
Saplantı kısa olması hasebiyle bir taslak ve eskiz ya da sonradan yazılacak dev eserlerin fragmanı gibi. Kiracı’daki acemilik bu romanda yok. Daha bir bilenmiş kalem. Ne yapmak istediğini bilen bir kalem. İyi ki varsın Cercas. Devam…